Hollanda’yı unut, UEFA’nın ‘ırkçı’ kararına bak!.!
UEFA, Merih Demiral’a 2 maç ‘ceza’ aldığını açıklamış. A Milli Takım oyuncumuza verilen ‘cezanın’ gerekçesi, gol sonrası yaşadığı sevinç gösterinde sergilenen sembol. Bozkurt işaretinin Türk kökenli halkların birer ‘simgesi’ olduğunu nereden bilebilirler! Avrupa Futbolunu yöneten bir kurumun aldığı bu ceza kararının iki nedeni var. Ya ‘cehalet’, ya da ‘hazımsızlık’. Kısacası çifte standart. Tam anlamı, açık ifadeyle, ırkçılık. Benzer durum Arada Güler’in tevhid’ işareti sonrası yaşandı. Her iki oyuncumuz iyi niyetle, duygularının dışa yansıması. Bu hareketlere gösterilen ‘hazımsızlıkların’ arasındaki fark, Türk Milli Takımının yerli ve yabancıların (içimizdeki ve dışardaki) mahlûkların ‘hazımsızlığı’…
SİYONİST VE HAÇLI ANLAYIŞIN
SAHAYA YANSIMASI
Türk ve İslam’ın sembollerine karşı hazımsızlığını, elindeki kozu/yetkiyi kullanmak isteyen batılı siyonist/haçlı zihniyetin yetkisini kullanması. Ben buyum, diyorlar! Sessiz kalanlar ise, suç ortakları. 2024 Avrupa Şampiyonası'nda (EURO 2024) Avusturya'yı 2-1 mağlup ettiği bir maçta, Avusturya'ya iki gol atan futbolcumuza siz, şampiyonaya gölge düşürme pahasına ‘cezalandırma’ yolunu seçiyorsunuz. Böyle bir cezanın Dünya’da eşi ve benzeri yok, çünkü. Avrupa Şampiyonasında başarılı bir performans duyan ekibi nasıl durdurabilir, başarıyı nasıl gölgede bırakırız anlayışının sergilenmesinden başka bir manaya gelmiyor. Merih Demirial’a verilen ‘ceza’, siyonist ve haçlı anlayışın, futbol sahasına yansımış şekli…
UEFA’NIN KARARI NEDEN ÇİFTE STANDARTTIR
Türk Milli Takımının sahada ki başarısını ‘masada’ alınan kararla gölge düşürmek, batılı mihrakların oyunun bir parçasıdır, Merih Demiral’a verilen ‘ceza’. Bu kadar ‘kesin’ konuşmamızın o kadar çok nedeni var ki! UEFA’nın bu ‘cezasının’ ne insani, ne vicdani ne de hukuksal ‘haklılık’ bir yönü var! Konuyla ilgili ‘cezanın’ planlı ve kurnazca gerçekleştiğini, bizzat hukukçuların açıklamalarından anlıyoruz. Hukukçulara göre, ‘Demiral’ın 2 maç men cezası için CAS’a gidilmesi mümkün değil (Statü gereği 1 maç ceza alsa, uygulanırdı).’ Spor hukukçusu Anıl Dinçer’e göre, UEFA’nın Merih Demiral kararının çifte standart olduğunu “Öncelikle hukukta istikrar olmalı. Verilen kararların birbiriyle örtüşmesi gerekiyor. Burada size anlattığım önceki süreçlerde alınan bir karar veya soruşturma dahi yok.” şeklinde açıklıyor…
UEFA’DAN KARARI NEDEN SİYASİDİR?
‘Merih Demirel’a 2 maç men cezası veren UEFA’nın çifte standardı uyguladı’ başlıklı haber, Anadolu Ajansı’ndan Fatih Erel’e ait. Haberin spotu, UEFA’nın siyasi ve ideolojik davranışlar sergileyen, ülke liderlerinin resmi gösteren, genel davranış ilklerine aykırı davranan futbolcuların eylemlerini bile para cezası ile geçiştirirken, milli futbolcu Merih Demiral’a 2 maç ceza verdi, şeklinde yer alıyor. Fatih kardeşimiz, UEFA ‘maskesini’ düşmesine neden olan habere imza attığı için, tebrik ediyoruz. İşte o ara başlılar; ‘UEFA'dan çetnik selamına para cezası’, ‘Tarasov'un Putin tişörtüne para cezası’, ‘Arnavut asıllı futbolculara çift başlı kartal hareketi nedeniyle para cezası’ UEFA’ya göre hepsi ‘siyasi’ bir mesaj niteliği taşıdığı için, para cezasıyla cezalandırılmalı. Bunun yanında, sahadaki yabancı futbolcuların gol sevinçlerini ‘istavroz’ çıkararak kutlanmasına ne demeli! Merih Demiral’in ise sevinç gösterisi, bin yıllık Türk tarihinin bir yansıması olduğu için, iki maçlık ceza. Böylesine, adaletsiz bir ‘karara’ nasıl normal/sıradan karşılayıp, nasıl tahammül edilebilir ki! Arda Güler ve Merih Demirel gerçeği, şanlı Müslüman Türk tarihine duyulan ‘hainliğin’ bir yansımasıdır…
“UEFA ÇOK GEÇ OMADAN BU YANLIŞTAN DÖNMELİ”
Arda Güler ve Merih Demiral’ın ‘sevinç’ gösterilerinden hazımsızlık duyulduğu süreçte, UEFA İcra Kurulu Üyesi Servet Yardımcısı’nın ne düşündüğünü, merak ettik doğrusu. Öyle ya, kendisi UEFA Üyesi. Madem Türkiye’yi temsilen o kurulda yer alıyor, bugün konuşmayacakta ne zaman konuşacak? Biz bunları düşünürken, Sayın Yardımcı, suskunluğunu dün bozdu ve UEFA’nın aldığı kararın ‘Futbolun bağımsızlığına müdahale’ olarak değerlendirdi. Açıklamalarıyla, milyonların duygularına da adeta tercüman oldu; “'Maçın Oyuncusu' seçildiği bir anın mutluluğunu Türk taraftarlarıyla kutladığı sırada, doğal bir sevinç paylaşımı yapmıştır...Burada rakibini veya herhangi bir topluluğu incitebilecek unsur söz konusu değildir. Oyuncu, duygusunu maç sonrasında katıldığı basın toplantısında da doğal bir biçimde ifade etmiştir. Futbolcuların kutlama yöntem ve şekilleri herhangi bir grubu veya kitleyi aşağılayıcı olmadıkça ya da temel nezaket kurallarını ihlal etmedikçe cezalandırma olmamalıdır. Disiplin Kurulu, UEFA yönetiminden bağımsız ve kendi iç işleyişiyle karar alan bir kurul olmakla birlikte, çok geç olmadan bu yanlıştan dönülmesi gerektiğine dair inancımı vurgulamak isterim.'Bizim Çocuklar'ın final yolculuğuna her zamankinden daha fazla konsantre olmalıyız." Nokta…