Akit, süreç, spor ve seçim!
Bugünlerde gazetemizin ‘Gelene hocam, gidene paşam demedik’ sloganı ile reklamlarına şahit olmuşsunuzdur… Sloganın devamında ne diyor, ‘Biz; her vakit, hakikati haykırdık ve gerçeğin izinde olduk. Her devrin gazetesi olmadık, milletin gazetesi olduk...’
Evet!.. Geçmişin izini sürerek, içinde bulunulan zamanı anlamlı kılıp, buna bağlı olarak geleceğe emin adımlarla ilerlemek, ‘onurlu’ duruşun bir göstergesidir.
Gazetemiz Akit, aile olarak gördüğü çalışanları ve okuyucusuyla birlikte bugüne kadar yaşadı. Bugün ise o onurlu duruşunu devam ettiriyor. Bundan sonraki süreçteki gayret ve çaba, dik duruşu sürdürebilmek…
Kimseye güdümlü olmadık, kimseyle göbek bağımız olmadı. Bu duruş, Rabbimizin bizleri adeta mükâfatlandırdığı ‘inancımızın’ bir gereği. Onu gerçekleştirebilirsek ne mutlu bizlere…
•
‘Gelene hocam, gidene paşam demedik’ sözü sahip olduğumuz değerlerin bir yansıması olan Akit’e çok mu çok yakıştı. Duygusallıktan öte, içinde yer aldığımız yaşantı ve değerlerin özünü yansıtan önemli bir ‘sesleniş’ olarak görmekteyiz. Halkın ve haklının yanında olma edasıyla, milyonların sahip olduğu duyguların tercümanlığına sahip olmanın, bizlere verdiği özgüven ile yarınlara daha emin ve güvenle bakabilmenin gururu var. Yazdığımız her kelimenin ardındaki doğruluk mesajını siz değerli okuyucularla paylaşmanın ayrı bir heyecan ve hazzını yaşamaktayız…
Bizler, bu satırların sahibi olarak sporu bir amaç değil, bir araç olarak görmekteyiz. Madem ‘spor’ kelimesi muhtevasında toplumları en güzel ‘uyutma’ veya ‘uyandırma aracı olarak kullanılıyor. Bu köşemizin içeriğinde yer alan kelimelerin içeriğinde hak ve haklının sahip olduğu değerlerine tercüman olmak var.. Tıpkı gazetemiz Akit’in reklam filminde yer alan ‘Gelene hocam, gidene paşam demedik’ ifadeleri gibi...
•
Eğer içinde yer alan süreçteki aksaklıkları iyi tespit etmezseniz, yanlış giden bir durumdan şikayet etme gibi bir hakkınız olamaz. Bir ‘anlayışımız’ var ve uygun yer ve zamanda bunu her zaman dillendiriliriz; ‘Kartopunu Uludağ’ın zirvesinden yuvarladığınızda, Bursa’ya çığ düşer.’ Sorunlara zamanında neşter vurulmaz ise, sürece bağlı olarak iyi niyetler yok edilmekle kalmaz…
Bunları niçin dillendiriyoruz! Özellikle seçim sürecine girdiğimiz bu günlerde saflarımızı netleştirmek kadar, sıklaştırmak da gerekiyor. Aydınlık yarınlar için karanlığın gafletine düşenler için dua etmekten başka bir gücü kendimizde bulmak, nefse teslim olmak gibi bir gaflete düşmek, kazanç yerine buhrana neden olur…
Daha açık konuşmak gerekirse ‘Madem doğru tektir, onun arkasından gitmek haktır’ sözünü ‘felsefe’ yakıştırmasından çıkarıp günlük hayatımıza uyarlamamız gerekiyor. İşte o zaman doğru yolu bulmak gerekecek.
Yaklaşık bir ay süreyle meydanlarda yapılan belediye başkanlığı seçim çalışmalarından verilen mesaj ortada. Mevcut hükümete yapılan dış güç kaynaklı ve taşeron saldırılara karşı ilk mesajını, milyonlarca vatandaşımız meydanları doldurarak verdi. Diğer mesaj ise, hafta sonu yapılacak olan seçimde sandıkta verilecektir.
•
Spor, özellikle futbol, ülke insanımızı peşinde sürükleyen bir etkinlik. Mevcut aktiviteyi (futbolu) iyi olmayan amellerine alet etmek isteyenler boş durmuyorlar. Tribünler olmadı, meydanlarda yapılan gösterilerle sahadaki ‘oyunu’ kendi kirli emellerine alet ediyorlar…
Bu da yetmezmiş gibi ‘şike’, ‘temiz futbol’ gibi sonucu değiştirmeye yönelik ‘yaygaralar’ adı altında kaos ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Amaç-gaye ne; ‘ Sporu alet edip, ülkeyi kaos ortamına sokmak...’
Dün olduğu gibi yine başaramayacaklar... Sözün bittiği yer, Pazar günü AKP anlayışının sandıktan ilk sırada çıkmasıyla olacak. Bu kadar emin olmamızın nedeni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda verdiği mesaj ve ona verilen destek… Başbakan’ın seçim meydanlarında dik duruşu, gazetemiz Akit’in reklam filminde kullanılan ‘‘Gelene hocam, gidene paşam demedik’ sloganı ile ortak manaya geliyor desek, sanırım yanılmış olmayız.